SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’R-REHİN

<< 1109 >>

باب: في الرهن في الحضر.

1.    YOLCU DEĞİLKEN REHİN VERMEK

2.     

وقوله تعالى: {وإن كنتم على سفر ولم تجدوا كاتبا فرهان مقبوضة} /البقرة: 283/.

Allah Teala,"Yolculukta olur da yazacak kimse bulamazsanız (borca karşılık alınmış) bir rehin de yeterlidir" [Bakara 283] buyurmuştur.

 

حدثنا مسلم بن إبراهيم: حدثنا هشام: حدثنا قتادة، عن أنس رضي الله عنه قال: ولقد رهن النبي صلى الله عليه وسلم درعه بشعير، ومشيت إلى النبي صلى الله عليه وسلم بخبز شعير وإهالة سنحة، ولقد سمعته يقول: (ما أصبح لآل محمد صلى الله عليه وسلم إلا صاع، ولا أمسى، وإنهم لتسعة أبيات).

 

[-2508-] Enes r.a.'den rivayet edilmiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem zırhını arpa karşılığında (bir Yahudiye) rehin vermişti. Bunun üzerine ben Hz. Nebi'e arpa ekmeği ve kokusu biraz bozulmuş bir içyağı götürdüm ve O'nu "Muhammed'in ailesinin yanında bir ölçek yiyecek ne sabaha erer; ne de akşama çıkar. Ailesinin sayısı dokuz olmasına rağmen bu böyledir" buyururken işittim.

 

 

AÇIKLAMA:     "Rehin" sözlükte hapsetmek-tutmak demektir. Hukukta ise bir malı bir alacağa güvence kılmaktır.

 

Buhari’nin "yolcu değilken rehin vermek" başlığını koyması ayette rehinin yolculuk hali ile sınırlanmasının yaygın adetin böyle olmasından dolayı olduğunu gösterir. Dolayısıyla ayet, ters anlamı (mefhum-i muhalefet) ile yolcu değilken rehin vermenin caiz olmadığı anlamını taşımaz. Çünkü bu hadis, yolcu değilken rehin vermenin meşru olduğunu göstermektedir. Nitekim bunu ileride anlatacağız. Alimlerin genelinin görüşü böyledir. Alimler bu görüş için şu akli gerekçeyi de ileri sürmüşlerdir: Rehin alacağı güvence altına almak için meşru kılınmıştır. Çünkü Allah Teala "Birbirinize güvenirseniz ... " buyurmuştur ki bu ifade, rehinin amacının güvence olduğunu göstermektedir. Ayette özellikle yolculuk halinin belirtilmesi, yolculuk sırasında borç tutanağını yazacak bir yazıcı bulunamaması ihtimali güçlü olduğu içindir. Bu sebeple bu durum yaygın adet gibi kabul edilmiştir. Taberi'nin nakline göre, Mücahid ve Dahhak bu görüşe katılmayarak "Rehin vermek ancak yazıcının bulunamaması durumunda yolculuk sırasında caiz olur" demişlerdir. Davud’un ve Zahirl alimlerinin görüşü de budur.

 

 

Hadisten Çıkarilan Bazı hükümler

 

Bu hadis, üzerinde ticari işlem yapılan malın kendisinin haram kılındığı kesin olarak bilinmiyorsa gayrimüslimlerle ticari işlem yapmanın caiz olduğunu, itikatlarının bozuk olmasına ve kendi aralarındaki ticari işlemlerin geçersiz olup olmadığına bakılmayacağını gösterir. Bu hadisten çıkarılan bir diğer hüküm ise, mal varlığının çoğunu haramdan kazandığı bilinen kişiyle ticari işlem yapmanın caiz olduğu hükmüdür.

 

Harp ülkesi vatandaşı olmaması şartıyla gayr-i müslime silah satmanın, rehin vermenin, kiralamanın vb. işlemlerin de caiz olduğunu gösterir.

 

Zimmet vatandaşlarının ellerindeki mallar üzerinde mülkiyetlerinin bulunduğunu,

 

Bir malı veresiye satın almanın caiz olduğunu,

 

Zırh vb. savaş malzemeleri edinmenin caiz olduğunu ve bunun tevekküle ters düşmediğini ve savaş malzemeleri edinmenin "kesinlikle elinden çıkarmama ve başkasına vermeme" anlamına gelmeyeceğini gösterir.

 

 

Hadisten Çıkarılan Diğer Sonuçlar

 

Hz. Nebi'in alçakgönüllülüğünü, dünyaya değer vermediğini, imkanı olmasına rağmen dünyalık az malla yetindiğini ve cömertliğini gösterir. Cömert olduğu içindir ki elinde mal tutmamış ve zırhını rehin vermek zorunda kalmıştır. Ayrıca bu hadis, Hz. Nebi'in geçim darlığına göğüs gerdiğini, az mala kanaat ettiğini gösterir. Hz. Nebi'in eşleri bütün bunlara sabrettiklerinden dolayı onların da üstünlüğünü gösterir. Alimler şöyle demişlerdir: Hz. Nebi'in sahabenin zengin olanlarından biri ile rehin işlemi yapmak yerine, Yahudi biriyle işlem yapması, ya bunun caiz olduğunu açıklamak için, ya o gün sahabe’nin yanında kendi ihtiyaçlarından fazla yiyecek olmadığı içindir. Ya da onların kendisinden arpaya karşılık para veya herhangi bir şey almayacaklarından korktuğu içindir ki bu durumda Hz. Nebi onları zora sokmak istememiş olur. Hiç kuşkusuz o gün sahabe arasında buna, hatta daha fazlasına gücü yetecek kimseler var olabilir. Herhalde Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onları bu sıkıntısından haberdar etmemiş ve yalnızca bu olayı nakleden ravi gibi yardım etme gücü olmayan kimselerin bundan haberi olmuştur. Doğrusunu Allah bilir.

 

 

باب: من رهن درعه.

2. ZIRHINI REHİN VEREN KİŞİ

 

حدثنا مسدد: حدثنا عبد الواحد: حدثنا الأعمش قال: تذاكرنا عند إبراهيم الرهن والقبيل في السلف، فقال إبراهيم: حدثنا الأسود، عن عائشة رضي الله عنها:

 أن النبي صلى الله عليه وسلم اشترى من يهودي طعاما إلى أجل، ورهنه درعه.

 

[-2509-] el-A'meş'ten rivayet edilmiştir: İbrahim'in meclisinde selem akdinde rehin ve kefilin hükmünü tartıştık. İbrahim şöyle dedi: Esved, Aişe'den Hz. Nebi'in bir yahudiden yiyecek (arpa) satın aldığını ve karşılığında zırhını rehin verdiğini nakletmiştir.

 

 

AÇIKLAMA:     Bu hadis gayrimüslimden silah satın almanın caiz olduğuna delil getirilmiştir.

 

 

باب: رهن السلاح.

3. SİLAHI REHİN VERMEK

 

حدثنا علي بن عبد الله: حدثنا سفيان: قال عمرو: سمعت جابرابن عبد الله رضي الله عنهما يقول: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (من لكعب بن الأشرف، فإنه آذى الله ورسوله صلى الله عليه وسلم). فقال محمد بن مسلمة: أنا، فأتاه فقال: أردنا أن تسلفنا وسقا أو وسقين، فقال: ارهنوني نساءكم، كيف نرهنك نساءنا، وأنت أجمل العرب؟ قال: فارهنوني أبناءكم، قالوا: كيف نرهن أبناءنا، فيسب أحدهم، فيقال: رهن بوسق أو وسقين، هذا عار علينا، ولكنا نرهنك اللأمة - قال سفيان: يعني السلاح - فوعده أن يأتيه، فقتلوه، ثم أتوا النبي صلى الله عليه وسلم فأخبروه.

 

[-2510-] Cabir İbn Abdullah r.a.'dan rivayet edilmiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "İçinizde Ka'b İbnü'l-Eşref'in hakkından gelecek kim vardır? O Allah'ı ve Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i üzdü" buyurdu. Muhammed İbn Mesleme: "Bunu ben yaparım" dedi. Sonra Ka'b 'ın yanına giderek "Bize selem yoluyla, bir veya iki vesk vermeni istiyoruz" dedi. O da: "hanımlarınızı bana rehin bırakın" dedi. Onlar: "Sen Arapların en yakışıklısının, nasıl (güvenip de) hanımlarımızı sana rehin bırakırız!" dediler. "O zaman oğullarınızı rehin bırakın" dedi. Onlar "Oğullarımızı sana nasıl rehin bırakırız! Sonra 'bir ölçek veya iki ölçek (lik değersiz bir mal) karşılığında rehin oldu' diye oğullarımızla dalga geçerler. Bu bizim için bir utançtır. Biz bunların yerine rehin olarak sana silah verelim" dediler. Bunun üzerine Ka'b, Muhammed İbn Mesleme'nin yanına gelmek üzere sözleşti ve (gelince) onu öldürüp Hz. Nebi'in yanına geri döndüler ve Hz. Nebi olayı onlara haber verdi.

 

Tekrar: 3031, 3032, 3037

 

AÇIKLAMA:     İbnü'l-Müneyyir şöyle demiştir: "Buhari, "zırhı rehin verme" başlığından sonra silahın rehin verilmesi için özel bir başlık açmıştır. Çünkü zırh gerçekte silah değildir. Zırh, silahtan korunmaya yarayan bir giysidir."

 

Bundan dolayı bazı alimler kılıç gibi silahların'süslenmesinin caiz olduğunu söylemelerine rağmen, zırhın süslenmesinin caiz olmadığını söylemişlerdir. Bu hadis, Megazı Bölümünde Ka'b İbnü'l-Eşref Olayında ayrıntılı olarak açıklanacaktır.

 

Süheylı şöyle der: Bu hadis Hz. Nebi hakkında ileri geri konuşan kişilerin, zımmi vatandaş olsalar bile öldürülmelerinin caiz olduğunu gösterir. Ancak Ebu Hanife bu görüşte değildir. Süheyli bu kanaati ileri sürmüş ama bu konuda, Hanefi alimleri arasında görüş birliği yoktur. Doğrusunu Allah bilir.

 

 

باب: الرهن مركوب ومحلوب.

3.    REHİN MALA BİNİLİR DE, SAĞILIR DA

4.     

وقال مغيرة، عن إبراهيم: تركب الضالة بقدر علفها، وتحلب بقدر علفها، والرهن مثله.

Muğire, İbrahim'den naklen "Verilen yem kadar yitik malın sırtına binilir ve verilen yem kadar sütü sağılır. Rehin de böyledir" demiştir.

 

حدثنا أبو نعيم: حدثنا زكرياء، عن عامر، عن أبي هريرة رضي الله عنه،  عن النبي صلى الله عليه وسلم أنه كان يقول: (الرهن يركب بنفقته، ويشرب لبن الدر إذا كان مرهونا).

 

[-2511-] Ebu Hureyre r.a.'den rivayet edilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem (dediki): "Rehin mala yapılan harcama karşılığında binilir ve sağmal bir hayvan rehin verildiğinde sütü içilir" buyurmuştur.

 

 

حدثنا محمد بن مقاتل: أخبرنا عبد الله: أخبرنا زكرياء، عن الشعبي، عن أبي هريرة رضي الله عنه قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (الظهر يركب بنفقته إذا كان مرهونا، ولبن الدر يشرب بنفقته إذا كان مرهونا، وعلى الذي يركب ويشرب النفقة).

 

[-2512-] Ebu Hureyre r.a.'den rivayet edilmiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Binek hayvanı rehin verildiğinde yapılan masrafa karşılık ona binilir; sağmal hayvan rehin verildiğinde yapılan masrafa karşılık olarak sütü içilir. Binen ve sütünü içen her kimse masrafı o karşılar" buyurmuştur.

 

 

AÇIKLAMA:     İkinci rivayette "Binen ve sütünü içen her kimse masrafı o karşılar" ifadesi vardır.

 

Bu hadis, rehin alan, rehinin bakımını yapıyorsa mal sahibi özel bir izin vermemiş olsa bile ondan yararlanabileceği görüşünde olan alimler için delildir. Ahmed İbn Hanbel'in ve İshak İbn Rahuye'nin görüşü budur.

 

Bazı alimler ise şöyle demişlerdir: "Rehin alan, rehinden, binrnek ve sütünü içmek yoluyla yararlanabilir. Başka bir yolla ise yararlanamaz. Çünkü hadisin ters anlamı bunun caiz olmadığını gösterir."

 

Alimlerin geneli ise "Rehin alan, rehinden hiçbir yolla yararlanamaz" demişler ve hadisin iki açıdan kıyasa (genel kurala) aykırı olmasından dolayı yorumlamışlardır.

 

Birinci açı, mal sahibi olmayan bir kişinin mal sahibinin izni olmaksızın hayvana binmesinin ve sütünü içmesinin caiz görülmesi; ikinci açı ise binmenin ve sütün, değeriyle değil de, yapılan harcama ile ödetilmesidir.

 

İbn Abdilber şöyle demiştir: "Fakihlerin geneline göre bu hadis, üzerinde icma edilmiş olan genel kurallara ve sahihliği tartışmasız olan bazı haberlere aykırıdır. Mezalim Bölümün'de geçen, İbn Ömer'in rivayet ettiği "Bir kişinin sağmal hayvanı ondan izinsiz sağılmaz" hadisi de bu hükmün nesh edildiğini gösterir."

 

Şafii şöyle demiştir: Hadisten, sağmal veya binek hayvanını rehin verenin izin vermesi durumunda sağılabileceği ve binilebileceği kastedilmiş olabilir. Nitekim rehin verilmeden önce de hüküm budur.

 

el-Evzai, el-leys İbn Sad ve Ebu Sevr ise hadisi şöyle yorumlamışlardır: Bu, rehin veren rehinin masrafını karşılamamakta direttiği zaman böyledir. Rehin veren böyle yaparsa rehin alan hayvanın canını korumak ve mali değerini devam ettirmek için onun bakımını üstlenerek yaptığı bu harcama karşılığında hayvanı sağmak veya üzerine binrnek suretiyle ondan faydalanabilir. Ancak yararlanmasının yaptığı harcamayı aşmaması şarttır.

 

Bu konu, alacağını tahsil edemeyen alacaklının borçlusuna ait bir mala el koyma fırsatını yakalaması konusunun kapsamında yer alır.

 

 

باب: الرهن عند اليهود وغيرهم.

5. YAHUDİLERE VEYA BAŞKALARıNA REHİN VERME

 

حدثنا قتيبة: حدثنا جرير، عن الأعمش، عن إبراهيم، عن الأسود، عن عائشة رضي الله عنها قالت:

 اشترى رسول الله صلى الله عليه وسلم من يهودي طعاما، ورهنه درعه.

 

[-2513-] Aişe r.anha'dan rivayet edilmiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir yahudiden bir miktar gıda maddesi (arpa) satın almış ve karşılığında zırhını rehin vermiştir.

 

 

AÇIKLAMA:     Buhari burada Aişe'nin rivayet ettiği ve yukarıda geçen hadisi tekrar zikretmiştir. Amacı, gayrimüslimlerle ticari işlem yapmanın caiz olduğunu anlatmaktır. Bu konu biraz önce açıklanmıştı. (bkz. 2509. hadis)